Satranç nedir, nasıl oynanır, satranç taşları ...



SATRANÇ, iki kişi arasında, hanelere bö-lünmüş kare bir tahta üzerinde, 16′şardan 32 taşla oynanan bir oyundur.
Bazı salon ve kâğıt oyunları gibi şansa bağlı bir oyun olmayıp tamamen yargıya dayanır. Bundan dolayı satranç, eskiden olduğu gibi bugün de, ancak düşünmesini, zihnini işletmesini seven kimselerin zevk aldığı bîr oyundur. Bu bakımdan satranç bir çeşit zihin sporu kabul edilir.
Satrancın çok eski bir tarihi vardır. İlk olarak kimlerin bulduğu kesin şekilde bilinmiyor. Bazı tarihçilere göre satrancı, ilk defa, Truva’nın kuşatılması sırasında askerlerin oyun oynayıp vakit geçirmeleri için Palamides adında bir komutan bulmuştur. Bazı kaynaklara göre de daha o çağlarda «peteia» denilen, satranca çok benzer bir oyun zaten biliniyordu.
Arap kaynaklarına göre, satranç Hindistan’da, genç bir prense ders veren bir Brahman rahibi tarafmdan, kralların bile tek başına hiçbir şey yapamayacağını, daima başkalarının yardımlarına ihtiyacı olacağını anlatmak için düzenlenmiş bir oyundur. Brahman rahibinin bu oyunu okadar çok beğenilir ki, rahibe bir ödül vermek ister. O da bir miktar buğday verilmesini rica eder. Yalnız, bir şartı vardır: Satranç tahtasının birinci karesi için bir buğday tanesi, İkincisi için iki, üçüncüsü için dört buğday tanesi, verilecek, böylece her kare için bir önceki karedeki tanelerin sayısı bir kat artırılarak 64 kare tamamlanacak.

Başlangıçta bu istek çok basit gözükürse de, kaç buğday tanesi verileceğini hesaplamak için toplanan bilginler işin içinden çıkamazlar. Çünkü hesap sonunda ortaya çıkan 18.446.744.073.709.551.615 buğday tanesini bütün Hindistan’dan elde etme olanağı yoktur. Bukadar buğdayı elde etmek için bugün bile bütün kıtaların tamamının yüzölçümünden 76 kat daha geniş bir toprak parçasına buğday ekip, ürününü toplamak gerekir.
Satrancın Dünyaya Yayılışı

Bu olayın ne derece doğru olduğu kesin olarak bilinmiyorsa da, tarih kaynakları V. yüzyılda Hindistan’da satranç oynandığını kaydediyor. Satranç o zamanlar da iki kişi arasında, 64 kareli bir tahta üzerinde oynanırdı; yalnız, karelerin hepsi de aynı renk- teydî. Satranç Brahmanlar’ın zulmünden kaçan Budistler tarafından hemen hemen bütün Asya’ya yayıldı. Bu arada oyunun bazr kuralları da değiştirilmişti.

Satrancın Avrupa’ya geçmesi ancak IX. yüzyılda oldu. O günlerde oynanan satrançta, Taşlardan rktsi hariç, ötekilecm hareket tarzı bugünkünün aynıydı. Yalnız, «vezir» çaprazlamasına ancak bir kare ilerleyebilirdi; «fil»ler de önleri kapalı oldukları halde ilk hamlelerini yapabilirlerdi. Satranç XV. yüzyılın sonlarına doğru bugünkü şekl|ni aldı. «Piyade»lerin, tahtanın karşı ucuna kadar gidince, eksik olan taşlardan birinin değerini kazanabileceği de bu Çıralarda kabul edildi. Daha önceden bu taşın muhakkak «vezir» olması gerekirdi.
Satranç Nasıl Oynanır?





Satranç Nasıl Oynanır?


Satranç, «satranç tahtası» denilen bir tahta üzerinde oynanır. 64 küçük kareye bölünmüş olan tahtanın 32 karesi koyu renkli, 32 karesi de açık rfenklidir. Oyun taşlarıda «siyahlar», «beyazlar» olmak üzere iki grup halinde toplanmıştır. Her grupta 1 «şah», 1 «vezir», 2 «fil», 2 «at», 2 «kale», 8 «piyade» (piyon) vardır. Oyun, karşı tarafın şahını kaçamayacak duruma getirip esir etmeye dayanır.

Taşların Dizilmesi. — Satranç tahtası her iki oyuncunun önünde birinci sıranın sağına beyaz kare gelecek şekilde konur, bunun üzerine taşlar yerleştirilir. Taşlar renklerine göre ayrılır. Birinci sıranın iki başına kaleler, onların yanına atlar, onların yanına da filler konur. Beyaz taşların veziri filin yanındaki beyaz kareye, şah da boş kalan kareye konur. Önlerindeki ikinci sıraya da sekiz piyade dizilir. Böylece, birinci ve ikinci sırayı bir renk, yedinci ve sekizinci sırayı da öteki renk taşlar almış olur. Oyuncular hangi renk taşlarla oynayacaklarını kura ile tesbit ederler, ilk oyunu beyaz taşlarla oynayan oyuncu yapar.

Taşların Hareketleri. — Atlar dışında, öteki taşların hepsi, ancak önleri açık olduğu zaman hareket ederler. Piyadeler önleri açık olursa bir kare ilerlerler, çaprazlama karedeki taşı alabilirler, geriye dönemezler. Alınan taşlar oyun dışı bırakılır. İlk seferine özgü olmak üzere iki kare atlayabilen piyadeler, karşı renk taşlar tarafından alınmadan tahtanın karşı tarafına kadar giderse büyük değer kazanırlar. Oyuncunun o anda hangi taşa ihtiyacı varsa —şah dışında— piyade de o değeri kazanır.

Kaleler önleri açık bulundukça düz olarak her yöne (sağa, sola, öne, arkaya) hareket edebilirler. Âtlar, önleri kapalı da olsa bunların üzerinden atlayabilir. Bir önlerindeki karenin çaprazına hareket ederler. Burası boşsa oraya yerleşir, karşı renk bir taş varsa onu alır, oyun dışı bırakır. Siyah karede bulunan bir at, daima beyaz kareye konar.

Fillerin gidişi, bir bakımdan, kalelerin gidişine benzer. Yalnız, kalelerin düz gitmesine karşılık filler daima çapraz giderler. Fillerin biri beyaz karededir. Oyun sonuna kadar beyazda kalır. Siyah karede olanı da siyahta kalır.

Vezir, satranç taşlarının içinde en geniş hareket yeteneği olanıdır. Hem kale gibi düz, hem de fil gibi çapraz gider.


SATRANÇ TAŞLARI NASIL DİZİLİR?





SATRANÇ TAŞLARI NASIL DİZİLİR?


Şah, oyunun en değerli taşıdır. Tıpkı vezir gibi her yöne gidebilirse de yalnız bir kare ilerleyebilir. Şahın alınmasıyla oyun sona erer.


Oyunun Kuralları. -— Karşı tarafın şahmı eîe geçirecek bir durum olunca durum «kış» denilerek haber verilir. Karşı taraf şahını kaçamaz, ya da tehlikeyi ortadan kaldıramazsa şah «mat» olmuş sayılır. Şahlardan biri mat olmadıysa da öteki taşların ya oyun dışı kalmış, ya da kendi aralarında sıkışmış olması yüzünden oyun sonu alınamayacak şekle gelmişse bu duruma «pat» denir, oyuncular berabere kalmış olur.

Şahlarla kalelerden biri oyunun başlangıcından beri hiç yer değiştirmemişse, aralarında da başka bir taş yoksa «rok» yapabilirler. «Büyük rok»ta şah sola doğru iki kare ilerler, o tarafta bulunan kale de şahın eski yerinin yanma gelir. «Küçük rok» da bunun aksi tarafa olanıdır.
Notasyon


Satrançta taşların konumlarını ve hamleleri göstermek için genellikle cebirle gösterim kullanılmaktadır. Satranç tahtasında düşey sütunlarda birer harf (a, b, c, d, e, f, g, h) ve yatay sütunlara birer sayı (1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ) ile gösterilir.


F : Fil

A : At

K : Kale

V : Vezir

Ş : Şah

Hamleler

0-0 : Küçük rok

0-0-0 : Büyük rok

× : Taş alma

+ : Şah

++ : Çifte şah (Bazen mat anlamında da kullanılır)

# : Mat

= : Terfi

EP: Geçerken alma.

Yorumlar

! : Kuvvetli hamle

!!: Çok kuvvetli hamle

? : Hatâlı hamle

??: Büyük hatâ

?!: Şüpheli hamle

!? : İlginç hamle

□ : Zorunlu hamle

Satranç Maçları

Satranç, basit bir oyun değil, çetin bir zihin sporudur. Onun için satranç oyununa «maç» denir. Birçok maçlar oynanarak turnuvalar düzenlenir, bir şampiyon çıkar. Satranç yargı ve uzun düşünme isteyen bir oyundur. Bu bakımdan iki hamle arası dakikalarca, hattâ bazan saatlerce uzayabilir. Günlerce sürüp giden satranç maçları olmuştur. Bunun yanında, bazı oyuncular her hamle için ancak belirli bir düşünme payı ayırdıkları hızlı maçlar yaparlar. Ayrıca, kendine çok güvenen satranç oyuncuları iki, ya da daha çok sayıda oyuncuyla karşılaşır. Oyuncu sayısı kadar satranç tahtası ile bunların oyuncuları bir sıra halinde dizilirler. Beriki de her satranç tahtasının karşısında birkaç dakika durarak hamlesini yapar, sonra öteki oyuncunun karşısına geçer. Böylece 40 oyuncu ile oynayıp, çoğunu da mat eden ünlü satranç oyuncuları vardır.

Dünyanın birçok memleketlerinde satranç klüpleri kurulmuştur. Milletlerarası Satranç Federasyonu ise 1924′te kuruldu. Bugün dünya üzerinde satrancın en kalabalık kitle tarafından oynandığı memleket Rusya’dır. İstatistiklere göre 1960 senesinde Rusya’da• satranç oynayanların sayısı 2 milyonu bulmuştur.

İlk defa 1851′de Dünya Satranç Şampiyonası yapılmıştır. Dünya Şampiyonluğunu en uzun süre elinde tutan William Steinitz adında bîr AvusturyalIdır; bu ünvanı 1866′dan 1894′e kadar korumuştur. 1965′te Uluslararası Satranç Federasyonu lig usulünü kaldırarak iki oyunculu elemeleri kabul etmiştir. Böylelikle, 1972′de yonu Boris Spaskîy ile karşılaşma hakkını elde eden Amerikalı Bobby Fischer, Spasky’yi eleyerek 35 yıldan beri Dünya Satranç Şampiyonu ünvanını koruyan Sovyetler’in elinden bu ünvanı almayı başarmıştır.

Dünya satranç şampiyonları

Adı Başlangıç Bitiş

Wilhelm Steinitz 1886 1894

Emanuel Lasker 1894 1921

Jose Raul Capablanca 1921 1927

Alexander Alekhine 1927 1935

Max Euwe 1935 1937

Alexander Alekhine 1937 1946

Mikhail Botvinnik 1948 1957

Vassily Smyslov 1957 1958

Mikhail Botvinnik 1958 1960

Mikhail Tal 1960 1961

Mikhail Botvinnik 1961 1963

Tigran Petrosian 1963 1969

Boris Spassky 1969 1972

Robert Fischer 1972 1975

Anatoly Karpov 1975 1985

Gary Kasparov 1985 1993

Anatoly Karpov 1993 1999

Alexander Khalifman 1999 2000

Viswanathan Anand 2000 2002

Ruslan Ponomariov 2002 2004

Rustam Kasimdzhanov 2004 2005

Veselin Topalov 2005 2006

Vladimir Kramnik 2006 2007

Viswanathan Anand 2007 bugün

Bibliyografya :
Bu konuda dilimizdeki eserlerin başlıcala- rı. — Satranç Nasıl Oynanır? (M. La Roux’ dan çev. Tuna Baltacıoglu, 1944); Satrancın Esasları (J. R. Capablanca’dan çev. N. Yaz- gaç, 1957).

Kaynak: http://www.yeniansiklopedi.com/satranc/#ixzz1lSnk3VBL

Konuyu özgünleştirmek gerekirse satranç oynaması aşırı zevkli bir zeka, strateji oyunudur. Oyun hakkında hiç bir bilginiz yoksa ; ilk önce taşların dizilişlerini öğreniniz. Şah ile vezir yerleri en çok karıştırılan taşlardır. (Siyah şah beyaz karede oyuna başlar, Beyaz şah siyah karede oyuna başlar) Yerleşimi öğrendikten sonra hangi taşın nasıl ilerleyeceğini ve nasıl rakip taşları yiyebileceğini öğrenin. Ve son olarak rok nasıl yapılır onu öğrenin (rok : şah ile topun yer değiştirip şahın daha güvenli bir konuma getirilmesidir) Satranç oyuncularının %90 açılış da rok yaparlar. Satranç tutkunlarına tavsiyem kendinizden daha iyi olan arkadaşlarınız oynamaya korkmayınız, her zaman sizden daha ileri seviye rakiplere karşı oynayınız böylece kendinizi geliştirme şansınız artar. Bu oyunca açılış en önemli unsurdur, kendine iyi bir açılır ve taktik benimserseniz rakiplerinizi yenmeniz kolaylaşır. Ve son tavsiye ve bir tiyo olarak en ortadaki 4 kareyi(4d 4e 5d 5e) hakimiyetiniz altında tutmanız size oyunu kazanma adına %40 oranında bir üstünlük sağlar. İyi oyunlar.

Hayat bir savaş alanıdır! Ve her zaman bir kazanan bir kaybeden olmak zorundadır.

1 yorum:

  1. güzel açıklama yapmışsınız, gençlerimizi bu oyuna spora yönlendirmeliyiz.

    YanıtlaSil